SAHHAFLAR ÇARŞISI

SAHHAFLAR ÇARŞISI

Eskiden sahhaflar, Kapalıçarşı'nın içinde idi. En kıymetli yazmaların, minyatürlü kitapların pazarı burasıydı.

Eski devirlerde kitaplar bu çarşıdaki Sahhaflar Kâhyâsı'nın dükkânına getirilirdi. Kitapların mezâdı (açık artırma ile satış) cuma ve salı günleri yapılırdı. Sahhaflar Çarşısı'ndaki dükkânlarda terekelerle satılan kitaplardan başka, "bohçacı"lar vardı.

Bohçacılar, nâdir yazmaları, minyatürlü nüshaları, kitap meraklılarının konaklarına kadar götürüp satarlardı. Bunlara, -alâkalarını ve ayaklarını kesmemeleri için- paraları birden verilmez, taksitle ödenir, bu sûretle, konağa gelmeleri, yeni kitaplar taşımaları temin olunurdu. Matbaa Sultan Üçüncü Ahmed zamanında kurulmuş olmasına rağmen İstanbul'da yazma kitap merakı eksilmemiş ve Sahaflar Çarşısının piyasasında daima yazmalar aranmakta devam olunmuştu.

Bugünkü Sahaflar, eskiden Hakkâklar (mühür kazanlar) çarşısı idi. Mekteb ve medreselerin matbû kitap taleb etmesi, kitap ticâretini artırmıştı. Kitapların basılması ve dağıtılması maksadıyla (Şirket-i Sahâfiye-i Osmâniye) isimli bir şirket kurulmuştu. Şirket, bastığı kitapları Hakkâklar Çarşısında yâni bugünkü Sahaflar Çarşısında hâlen 7 numaralı dükkânın yerindeki ahşab dükkânda satmaya başlamıştı.

Kitapları burada satmak veyâ sandıklayıp Anadolu'ya sevketmek kolay oluyordu. O târihlerde Mısır'da matbaa işleri ilerlemiş ve orada basılan kitaplar İstanbul'a gönderilmeye ve Sahaflar Çarşısı'nda satılmaya başlanmıştı. Bütün kitap meraklıları bu çarşıda kitaplar toplamış yâhut birçok kıymetli kütüphane burada elden ele geçip dağılmıştır. Bütün bir ömür îtinâ ile toplanmış kütüphâneler sâhiblerinin ölümünden sonra tâlihsiz bir şekilde muhtelif yerlere gitmiş, en kıymetli nüshaları ise maalesef yabancılar almıştır. (ÖF-5)