HASSA TACİRLERİ

HASSA TACİRLERİ

Zaman şeridini biraz geriye çevirip baktığımızda İstanbul sokaklarında başı bereli ince tel gözlüklü Yahudilerin "eskiciii" diye dolaştıklarını, Karaköy'de çöp bidonuna atılmış balık kafalarını toplayıp, eve götürerek yediklerini...
İnşaat işlerini Ermeni kalfacıyanların, tuğlacıyanların yaptığını...
Demircilerin ve kömürcülerin Rumlar'dan olduğunu...

Aynı devirlerde Osmanlı tüccarlarının "Hassa Tacirleri" unvaniyle Çin, Yemen, Moskova, Avusturya arasında padişah fermanının gölgesinde gümrüksüz ve ülkesine girdiği devletin koruması altında ticaret yaptıklarını...

Milletlerarası ticaret yapıp "Hassa Taciri" unvanı almanın ancak ehl-i namus, dürüst Müslümanlar'a hâs olduğunu...

Bunların yurt içinde derbentler (geçit karakollarında bulundurulan muhafızlar) tarafından güvenlikleri sağlanıp, yurt dışında da padişah fermanıyla emniyet içinde dolaştıklarını ve malına zarar geldiğinde devlet tarafından tazmin edildiğini...
Biliyor muydunuz?