DÜRÜSTLÜĞÜN MÜKÂFÂTI

Sultan Abdülmecid bir gün tebdîl-i kıyâfet eder ve Vezneciler'deki bir dükkana uğrar. O sırada oradan geçmekte olan Nâfiz Paşa uğrayıp alışveriş yapar. Dükkan sâhibi, parayı alırken gülümser. Sultan Abdülmecid sebebini sorar; "Efendimiz" der; "Bu zât, eski mâliye nâzırı Nâfiz Paşa kulunuzdur. Başkaları at ve araba ile geçerken bu nâmûslu zâtın böyle yaya gezmesi hayretimi mucip oldu da onun için tebessüm ettim." Sultan Abdülmecîd, Nâfiz Paşa'nın Maliye Nezâreti'ne tâyînini irâde eder. Bunu duyan zamanın şâirlerinden biri şu kıtâyı söyler:

Sıdk ile devlete hüsn-i hizmet,
Olmuyor ind-i İlâhîde hebâ,
Buna bürhân-ı kavî ister isen,
İşte mâliyede Nâfiz Paşa... (Ö.F.10)

Hüsn-i hizmet: Güzel hizmet. Hebâ: Boşa gitmesi. Bürhân-ı kavî: Kuvvetli delil

Fazilet Takvimi