vergi
HERKESE YAPTIĞININ ECRİ VERİLİR
Peygamber Efendimiz (s.a.v.): "Kim bir müminin dünyâ sıkıntılarından birini giderip ona rahat bir nefes aldırırsa, Allâhü Teâlâ da onun kıyâmet günü sıkıntılarından birini giderir.
Kim zorda kalmış olana kolaylık gösterirse, Allâh da dünya ve âhirette ona kolaylık gösterir.
Kim bir müslümanın ayıbını gizlerse, Allâh da dünyâ ve âhirette onun ayıbını gizler.
Bir kul, din kardeşinin yardımında olduğu müddetçe, Allâh da onun yardımındadır.
İlim öğrenmek maksadı ile yola çıkan kimseye Allâh cennet yolunu kolaylaştırır.
İNSANLARIN HAYIRISI
İnsanlar daima birbirinin yardımına muhtaçtırlar. Bu bakımdan yardımlaşma, adaletten sonra, cemiyeti, ayakta tutan temel unsurlardan biridir.
islâm'la yardımlaşma anlayışı, ferdin nefsinden başlayarak bütün insanlığı içine alan büyük bir genişlik arzeder..
Müslüman önce öz nefsi, sonra aile efradı, akrabaları, dostları, vatandaşları, umum Müslümanlar, beşeriyet olarak bütün, insanlara iyilik yapmak, faydalı olmakla yükümlüdür. Hadîs-i şerifte;
insanların hayırlısı, İnsanlara faydalı olandır, buyrulmuştur.
Diğer bir hadiste de
- Bütün halk (mahlûkat) bir aile efrâdı gibidir
OSMANLI STANDARTLARI
Osmanlı padişahlarından bazılarının koydukları standartlardan örnekler..
Kanunî Sultan Süleyman Surlara bitişik yapıları yasaklamıştı.
Sultan I. Abdülhamid Standartlara uymayan hîlekâr esnaf sanatkârı, kulakların dan duvara çiviletmeyi kanuni bir ceza hâline koymuştu.
Sultan Abdülmecîd Ticaretten men" ve sürgün cezası uyguluyordu.
Sultan III. Murâd ise, bugünkü çarpık yapılaşmanın aksine, meskenlerde standartlaşmayı hedef alan şu fermanı yayınlıyor:
FAZLA MESÂİ
Sadi Bey, yaşlı bir memurdu. İş sırasında arada bir kestirmekle meşhurdu. Bir akşam nasılsa masasının yanında uyuya kaldı bir süre sonra gelen temizlikçi kadın:
- Kalkın Sadi Bey saat 7 oldu dedi. Vay canına! diye söylendi Sadi Bey. Bir buçuk saat fazla mesâi yapmışım.
ÇALIŞIP KAZANMAK
Kazancını helâlden talep etmek farzdır. Resûlüllâh Efendimiz (s.a.v.) "Helâl kazanmak farz(namaz)lardan sonra farzdır." buyurmuştur. Kendisine ve çocuklarına yetecek ve borçlarını ödeyecek kadar kazanmak farzdır. Fakirlere vermek ve hayr u hasenâta harcamak gâyesiyle kendine ve ehline yetecek miktardan fazla kazanmak müstehaptır.
Devamını okuOSMANLI İLE ALIŞVERİŞ İMTİYAZI
Osmanlı Cihan Devleti, kurmuş olduğu muhteşem medeniyeti; tekke, medrese ve kışla sacayağı üzerine dengeli bir şekilde oturtmuştur.
Böylece, doğruluk ve adâlet sâhasında cihâna asırlarca ışık sapmışlardır. işte o dönemlerde, Osmanlı ile alışveriş yapmak bile bir imtiyazdı. Nitekim Hollanda Ticaret Odası'nda bir karar alınırken, oyların eşit çıkması üzerine Oda Reisi;
İçinizde Türklerle alışveriş eden varmı? diye soruyor. Üyelerden birinin;
- Evet, cevabını vermesi üzerine, onun oyunu iki oy yerine kabul edip karara varıyorlar... Ya bugün?..
Fazilet Takvimi