PAZARLIK ÜZERİNE...

Pazarlık; alışverişte, satan ile alan arasında, malın fiyatında veyâ bir işin ücreti hususunda yapılan anlaşma mânâlarına gelir. Peygamberimizin mübarek torunları Hz. Hasan ve Hz. Hüseyin (r.a.), pazarlığa dikkat ederlerdi.

Kendilerine; "Bir günde binlerce dirhem tasaddukta bulunuyorsunuz. Bir taraftan da, bir şey satın alırken, uzun uzun pazarlık ederek yoruluyorsunuz. Niçin böyle yapıyorsunuz?" diye sorulduğunda: "Verdiklerimizi Allâh (c.c.) rızâsı için veriyoruz. Ne kadar çok versek yine azdır. Fakat alışverişte aldanmak, aklın ve malın noksan olmasıdır." şeklinde cevap verirlerdi.

Âyet-i celîlede meâlen; "Ey îmân edenler! Mallarınızı aranızda batıl bahanelerle yemeyin, kendiliğinizden rızalaşarak akdettiğiniz bir ticaret olmak başka..." (Sûre-i Nisâ, 29) buyrularak, ticâretin karşılıklı rızâya dayandığı açıkça beyan edilmekte, alıcı veyâ satıcının rızâsı olmadan yapılan mübâdelenin batıl olduğuna işaret edilmektedir.
Pazarlıkda, karşılıklı rızanın temini yollarından biridir. Alıcı ve satıcı arasında tahakkuk eden bu münâsebeti bozacak müdahaleler ise yasaklanmıştır.

Rasûlullâh Efendimiz (s.a.v.) bir hadîs-i şerîflerinde şöyle buyurdular: "Müslüman bir kimse, din kardeşinin pazarlığı üzerine, pazarlık yapmasın!"

Hadîs-i şerîfte yasaklanan, pazarlık üzerine pazarlık; satıcı ile alıcı, malın fiyatı üzerinde anlaştıktan sonra, henüz mübâdele yapılmadan, başka birinin araya girmesi ve satıcıya, "Ben bu malı daha fazlaya satın alırım", yâhut, müşteriye, "Ben, sana bu maldan daha âlasını, bundan daha ucuza veririm" gibi müdahalelere denir.

Fazilet Takvimi