HAYVANLARIN ZEKÂTI

Kendisinden zekât verilmesi lâzım gelen hayvanlara, "sâime" denilir. Sâime senenin ekserisinde kırda yayılan (otlayan) hayvanlara verilen isimdir.

Senenin ekserîsinde ahırda yem, saman yiyerek beslenen hayvanlara da, "alûfe" denir. Senenin ekserisini ve hattâ yarısını ahırda yem yemek sûretiyle geçiren hayvanlar ile husûsi mera tutmak sûretiyle beslenen hayvanların -alûfe oldukları için- zekâtları yoktur.

Zekâtı, "sâime" tabir olunan, yani senenin ekserisini kırda otlayarak geçiren ve yalnız süt vermek, üremek için elde tutulan hayvanlardan vermek icap eder.


Bu sâime hayvanlar, binmek, yük taşımak, çift sürmek, arabaya koşmak, kesip etini yemek, damızlık yahut ticaret için elde bulunduruluyorsa, bunlara da zekât yoktur. (Ticaret için olan ticaret zekâtına tâbidir).

Ticâret için olan hayvanlarda ticaret ahkâmı cârî olduğundan, bu kabil hayvanların alûfe kısmından olması dahi zekâta mâni değildir. Yani onlardan da, ticaret malı sayıldığı için zekât lâzım gelir. Sâime olanların zekâta girenleri üç nevidir: Develer, sığırlar (manda dahil), koyunlar, keçiler. Bunlar; sâime olmak, süt vermek ve üremek için bulundurulmak şartıyla nisâba baliğ oldukları ve üzerinden bir sene geçmesi halinde zekâta tâbî olurlar.

Fazilet Takvimi